Çanakkale
01 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    34.64
  • ALTIN
    2407.5
  • BIST
    10095.21
  • BTC
    63246.03$

Bir Wittgenstein tanıklığı

Bir Wittgenstein tanıklığı
‘Wittgenstein ile Konuşmalar’, filozof Oets Kolk Bouwsma’nın, Wittgenstein ile gerçekleştirdiği felsefi konuşma ve günü gününe tuttuğu notlardan oluşuyor. Bouwsma, bir öğrenci gibi dinlemiş onu: “Nadastaydım ve Wittgenstein üzerime bir tohum gibi düştü.”

1946 yılında Karl Popper, Ludwig Wittgenstein üzerinde hatırı sayılır bir skandal yaratmıştı. Popper, ‘Açık Toplum ve Düşmanları’ kitabı vesilesiyle oldukça popülerdi. Kitap temelde komünist rejimlerin felsefi temellerine yönelik bir eleştiriydi. Böyle bir ortamda Popper, Russell ve Wittgenstein’ın da katıldığı bir ortamda ‘Felsefi Sorunlar Var mıdır?’ başlıklı bir bildiri sunar.
Wittgenstein soruna kuşkuyla bakmaktadır, sunumun ardından tartışma Popper ile Wittgenstein arasında devam eder. Bir soba veya şömine etrafında oturuyor olsalar gerek ki Wittgenstein’ın elinde bir maşa vardır. Tartışma ‘etiğin statüsü’ konusuna gelir; filozof, Popper’a “bir ahlaki kural örneği vermesini” söyler.
Bu olayı, biz Popper’ın anlatımı üzerinden bildiğimiz için, Wittgenstein’a nasıl yanıt verdiğini kendisinden dinleyelim:
“Ona şöyle karşılık verdim: ‘Konuşmacıları maşalarla tehdit etmemek.’ Bunun üzerine Wittgenstein öfkeyle elindeki maşayı yere attı ve hışımla odadan çıkıp kapıyı çarptı.” Popper, bunu hayatının sonuna kadar kullanmıştır. Daha sonra, olayın başka tanıkları, olup bitenin Popper’ın anlattığı gibi olmadığını yazacaktır. Popper müstakil bir filozof olmadığı için bunu pek önemsemiş görünmüyor. Müstakil filozof derken kastettiğim, bir filozofun felsefesinin temellerini, dönemsel, yani tarihsel ve toplumsal sorunlardan bağımsız olarak kurması durumudur. Meselenizi dönemsel olan üzerine kurarsanız, o dönem geçtiğinde sizin meseleniz de o dönemle birlikte geçip gider. Felsefe, sel gidince geriye kalan kum gibidir ya da olmalıdır. Bu aslında şiir için de geçerlidir. Komünist rejimlerin yıkımıyla Popper’ın popülaritesi de sona erdi.
Bir tahammül edememe hali söz konusu.. Burada önemli olan şu: Wittgenstein’ın tahammül edememesi, bir hiyerarşik anlayıştan mı kaynaklanmaktadır, yoksa felsefi bir durumdan mı, yani zihnin hızlı çalışmasından mı?

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!